SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU SIFATU’S-SALAT

<< 413 >>

-لأولى مع الافتتاح سواء. باب: رفع اليدين في التكبيرة ا

83. Namaza Başlamak Üzere Tekbir Getirirken Aynı Anda Ellerin De Kaldırılması

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك، عن ابن شهاب، عن سالم بن عبد الله، عن أبيه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم، كان يرفع يديه حذو منكبيه، إذا افتتح الصلاة، وإذا كبر للركوع، وإذا رفع رأسه من الركوع رفعهما كذلك أيضا، وقال: (سمع الله لمن حمده، ربنا ولك الحمد). وكان لا يفعل ذلك في السجود.

 

[-735-] Salim bin Abdullah babası (İbni Ömer r.a.) nın şöyle dediğini nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'a başladığı zaman ellerini omuzları hi­zasında kaldırırdı. Rükû için tekbir getirdiğinde ve başını rükûdan kaldırıp doğrulunca aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve (Semi'allahu limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd) derdi. Fakat secdelerde ellerini kaldırmazdı.

 

Tekrar: 736, 738 ve 739

 

 

AÇIKLAMA:     Namaza başlarken ilk tekbirle birlikte ellerin de kaldırılması gerekir. Bununla ilgili olarak bazı âlimler şöyle demişlerdir: "Tekbir getirirken aynı anda elleri de kaldırmak cemaatten sağır olanların namaza başlandığını görmesini sağlar. Kör olanlar ise tekbir getirilince namazın başladığını anlarlar."

 

Tekbir getirirken aynı anda ellerin de kaldırılmasıyla ilgili olarak daha önce bazı inceliklere ve hikmetlere değinmiştik. Burada bir kısmını tekrar etmek fay­dalı olacaktır: Elleri kaldırmak dünyayı elimizin tersiyle atıp bütün varlığımızla Allah'a kulluğa yönelmeyi simgeler. Elleri kaldırmak Allah'a tam anlamıyla teslim olduğumuzu ve boyun eğdiğimizi ifade eder; böylece Allah en büyüktür derken ellerimizi de kaldırarak sözümüzü fiilimizle tasdik etmiş oluruz. Elleri kaldırmak başlamakta olduğumuz eylemin, namazın ne kadar önemli ve yüce bir amel olduğunu gösterir.

 

Rebî şöyle demiştir: birgün İmam Şafiî'ye "Namazda elleri kaldırmanın anlamı nedir?" diye sordum bana şöyle dedi: "Cenâb-ı Hakkı yüceltmek ve Resu­lünün sünnetine bağlı olduğunu ifade etmek anlamına gelir." İbn Abdilberr, İbn Ömer'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Elleri kaldırmak namazın zinetidir." Ukbe İbn Amir şöyle demiştir: "Ellerin her kaldırılması için on sevap yazılır; her par­mak için bir sevap vardır." İmam Nevevî Müslim şerhinde şunları söylemektedir: "Namaza başlarken tekbirle birlikte elleri kaldırmanın müstehap olduğu konusunda icma vardır... Bununla birlikte namazda gerek ilk tekbirle beraber gerek rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken getirilen tekbirle beraber elleri kaldır­manın mutlak surette gerekli olmadığı konusunda da icma bulunmaktadır. Dâvûd ez-Zâhirî'nin ilk tekbirde elleri kaldırmayı mutlak gereklilik olarak gördü­ğüne dair bir görüş rivayet edilmiştir. Mensubu bulunduğumuz Şafiî mezhebi âlimlerinden Ahmed İbn Seyyar da bu görüşü benimsemiştir."

 

Konuyla ilgili olarak serdedilen en tutarlı ve kabul edilebilir görüş İbnü'l-Münzir'e aittir: "Resulullah'ın namaza başladığında tekbir geti­rirken ellerini kaldırdığı konusunda Müslümanlar arasında hiçbir görüş ayrılığı bulunmamaktadır." İbn Abdilberr'in görüşü de aynı niteliktedir: "Alimler namaza başlarken elleri kaldırmanın caiz olduğu konusunda icma etmişlerdir." Ancak ilk tekbirde elleri kaldırmanın vacib olduğunu söyleyenler arasında Evzâî, İmam Buhârî'nin hocası Humeydî, Hâkim'in naklettiğine göre Şâfiîler'den İbn Huzeyme ve Kâdî Hüseyin'in naklettiğine göre Ahmed İbn Hanbel gibi alimleri sayabiliriz.

 

İbn Abdilberr şöyle demiştir: "İlk tekbirde elleri kaldırmanın gerekli (farz) ol­duğunu kabul eden âlimlerin hiçbiri eller kaldırılmadığı zaman namazın geçersiz olacağını söylememiştir. Sadece Evzâî ve Humeydî kendilerinden nakledilen bir rivayete göre bu durumda namazın geçersiz olacağını söylemişlerdir."

 

Hanefî âlimlerinden bir kısmının naklettiğine göre Ebu Hanife ilk tekbirde ellerini kaldırmayan kişinin günahkâr olacağını söylemiştir.

 

باب: رفع اليدين إذا كبر، وإذا ركع، وإذا رفع.

84. Namaza Başlarken, Rükûya Giderken Ve Rükûdan Doğrulurken Tekbir Getirilince Elleri Kaldırmak

 

حدثنا محمد بن مقاتل قال: أخبرنا عبد الله قال: أخبرنا يونس، عن الزهري: أخبرني سالم بن عبد الله، عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما قال: رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا قام في الصلاة، رفع يديه حتى تكونا حذو منكبيه، وكان يفعل ذلك حين يكبر للركوع، ويفعل ذلك إذا رفع رأسه من الركوع، ويقول: (سمع الله لمن حمده). ولا يفعل ذلك في السجود.

 

[-736-] Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaza başladığında ellerini omuzları hizasına kadar kaldırdığını gördüm. Tekbir alıp rükûya giderken ve rükûdan başını kaldırıp (Semi'allahu limen hamideh) diyerek doğru­lurken de aynı şekilde ellerini kaldırırdı. Fakat secdelerde bunu yapmazdı."

 

 

حدثنا إسحق الواسطي قال: حدثنا خالد بن عبد الله، عن خالد، عن أبي قلابة:

 أنه رأى مالك بن الحويرث: إذا صلى كبر ورفع يديه، وإذا أراد أن يركع رفع يديه، وإذا رفع رأسه من الركوع رفع يديه، وحدث: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم صنع هكذا.

 

[-737-] Ebu Kılâbe (r.a.)'den nakledildiğine göre kendisi bir gün Mâlik İbn Huveyris'i namaz kılarken görmüştü. Mâlik namaz'a başlamak üzere tekbir getirdiğinde, rükûya giderken, rükûdan başını kaldırıp doğrulurken ellerini kaldırmış ve Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de aynı şekilde namaz kıldırdığını söylemişti.

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhârî bu konuyla ilgili olarak müstakil bir cüz  telif etmiştir. Söz konusu telifinde Hasan-ı Basrî ile Humeyd İbn Hilal'den ashâb-ı kiramın bu şe­kilde ellerini kaldırdıklarını nakletmiştîr.

 

İmam Buhârî şöyle demiştir: "Hasan-ı Basrî ashabın namazda ellerini kaldır­dıklarını söylerken onlardan hiçbirini istisna etmemiştir.

 

İbn Abdilberr: "Rüku’ya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerini kaldırma­dıkları nakledilen herkes hakkında bunu yaptıklarına dair rivayetler de nakledil­miştir. Sadece Abdullah İbn Mesud'dan elini kaldırdığına dair bir rivayet nakle-dilmemiştir" demektedir.

 

Muhammed İbn Nasr el-Mervezî şöyle der: "Kûfeliler hariç diğer şehirlerde yaşayan bütün âlimler rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken elleri kaldırma­nın meşruiyeti konusunda icma etmişlerdir.

 

İbni Abdilberr şöyle demiştir: "İbnü'l-Kâsım dışında hiç kimse İmam Mâlikten bu iki durumda ellerin kaldırılmaması gerektiğine dair bir görüş rivayet etmemiş­tir.

 

Bizim (Şafilerin) kabul ettiğimiz görüş Abdullah İbn Ömer hadisine dayana­rak ellerin kaldırılması gerektiği yönündedir. İbn Vehb ve diğerlerinin İmam Mâ­likten naklettikleri görüş de budur. Tirmizî de Mâlikten ellerin kaldırılması ge­rektiği dışında bir görüş nakletmiş değildir. Hattâbî ve bu konuda onun görü­şünü sürdüren Kurtubî, bu görüşün İmam Mâlikten nakledilen en son ve en doğru görüş olduğunu söylemişlerdir. Ben İbnü'l-Kâsim'dan nakledilen görüş dı­şında Mâlikîler'in ellerin kaldırılmaması gerektiğine dair bir iddialarının olduğunu görmedim.

 

Hanefîler'in bu konudaki dayanakları ise Mücâhidten nakledilen bir rivayettir. Bu rivayete göre Mücahid bir defasında İbn Ömer'in arkasında namaz kılmış ve onun ellerini kaldırdığını görmemiştir. Ancak bu rivayetin senedinde problem bulunmaktadır. Çünkü bu rivayetin senedinde bulunanlardan Ebû Bekir İbn Ayyaş ömrünün sonlarına doğru hafıza problemleri yaşamış ve kendi­sinde unutkanlık baş göstermiştir.

 

Bu rivayetin sahih olan yolu ise Salim, Nâfi' ve başka raviler aracılığıyla gelmiş olanıdır. İki bâb sonra Nâfi' tarafından nakledilen rivayete yer vereceğiz. Fakat daha fazla kişi tarafından nakledilen rivayetler her zaman için tek kişinin rivayetinden üstündür. Özellikle de çoğunluğun nakli bir davranışın varlığını olumlarken (isbât), tek kişinin rivayeti söz konusu davranışın varlığını olumsuzluyorsa (nefy) isbat eden rivayet tercih edilir.

 

Bununla birlikte bu farklı iki rivayet arasındaki çelişkiyi cem’ yoluyla gidermek mümkündür. Buna göre Abdullah İbn Ömer ellerin kaldırılmasının vacip olmadığı görüşündedir ve bazen tekbirlerle birlikte ellerini kaldırdığı halde bazen kaldırmamıştır.

 

Ellerin kaldırılmaması gerektiğine dair görüşün zayıf olduğunu gösteren delillerden bîri de İmam Buhârî'nin ellerin kaldırılması hakkında telif ettiği kitapçıkta İmâm Mâlik'ten naklettiği Abdullah İbn Ömer'in davranışıdır; İbn Ömer namaz kıldığında rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerini tekbirle birlikte kaldırmayan birisini görürse onu küçük çakıl taşları atarak uya­rırdı.

 

Hanefîler'in delillerinden birisi de Ebû Davud'un Abdullah İbn Mesud'dan naklettiği şu rivayettir: "Resûlullah (s.a.v.)'in namaz kılarken başlama tekbirinde ellerini kaldırdığını ve daha sonraki tekbirlerde bunu tekrar etmediğini gördüm."

 

İmam Şafiî bu hadisin sabit olmadığını söyleyerek reddetmiş ve şöyle de­miştir: "Eğer bu rivayet sabit olsa bile ellerin kaldırılmasının gerektiğini belirten rivayet, bir davranışın varlığını ortaya koyduğu için (müsbit), bu davranışın var olmadığını söyleyen rivayete (nâfî) tercih edilir."

 

İmam Buhârî ellerin kaldırılmasıyla ilgili olarak hazırladığı kitapçıkta Abdul­lah İbn Ömer'den naklettiği bu rivayetin ardından hocası Ali İbnü'l-Medînî'nin "İbn Ömer'den nakledilen bu hadis dolayısıyla bütün müslümanların rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerini kaldırmaları bir yükümlülüktür" şeklin­deki sözüne yer vererek şöyle demiştir: "Ali İbnü'l-Medînî yaşadığı dönemdeki en büyük âlim idi."

 

Hanefîler'den bazılarının elleri kaldırmak namazı bozar şeklindeki görüşleri ise buna tam anlamıyla zıttır.

 

Sonraki dönem (müteahhirûn) Mağrib âlimlerinin bir kısmına göre elleri kaldırmak bid'attir. İmam Buhârî ellerin kaldırılmasıyla ilgili kitapçığında şöyle demiştir: "Ellerin kaldırılmasının bid'at olduğunu söyleyenler ashâb-ı kiramı töhmet altında tutmakta ve onlara karşı çıkmaktadır. Çünkü onlardan hiç birinin elleri kaldırma fiilini terk ettiklerine dair sabit bir rivayet yoktur. Ayrıca ellerin kaldırılmasıyla ilgili rivayetlerin senedlerinden daha sağlam senedler de bulun­mamaktadır." Her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir. 

 

İmam Buhârî, on yedi sahabe­den ellerin kaldırılmasıyla ilgili rivayetlerin nakledildiğini belirtmiştir. Fakat secdelerde bunu yapmazdı ifadesi secdelere giderken ve secdelerden doğrulurken ellerin kaldırılmaması gerektiğini gösterir. Dolayısıyla secdelerden ikinci rekata, dördüncü rekata ve teşehhüdlere kalkarken de ellerin kaldırılma­ması gerektiğini kapsamına alır. Yani namazda ellerin kaldırılması ilk tekbir, rüku'ya gidiş ve rüku’dan doğruluş ile sınırlıdır.

 

باب: الى أين يرفع يديه.

85. Eller Nereye Kadar Kaldırılır?

 

-وقال أبو حميد في أصحابه: رفع النبي صلى الله عليه وسلم حذو منكبيه.

Ebû Humeyd şöyle demiştir: "Resûlullah s.a.v. ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı."

 

حدثنا أبو اليمان قال: أخبرنا شعيب، عن الزهري قال: أخبرنا سالم بن عبد الله: أن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما قال: رأيت النبي صلى الله عليه وسلم افتتح التكبير في الصلاة، فرفع يديه حين يكبر، حتى يجعلهما حذو منكبيه، وإذا كبر للركوع فعل مثله، وإذا قال (سمع الله لمن حمده). فعل مثله، وقال: (ربنا ولك الحمد). ولا يفعل ذلك حين يسجد، ولاحين يرفع رأسه من السجود.

 

[-738-] Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaza tekbir getirerek başladığını gördüm. Tekbir getirdiği anda ellerini de omuzları hizasına kadar kaldırmıştı. Tekbir alıp rüku'ya giderken ve rüku'dan başını kaldırıp (Semi'allahu limen hamideh) diyerek doğrulurken de aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve (Rabbena ve lekel hamd) derdi. Fakat secde ederken ve secdeden başını kaldırırken bunu yapmazdı."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhârî'nin kullandığı bu konu başlığına baktığımızda ellerin omuzlara tadar kaldırılması gerektiği görüşünü çok kesin bir şekilde dile getirmediğini görürüz. Zira İmam Buhârî'nin bâb başlıklarını koyarken takip ettiği metod; ihtiaflı konularda kendisine göre daha güçlü olan delile dayanarak kesin ifadeler pullanmaktır. Halbuki burada böyle bir yola başvurmamıştır. Fakat bâb başlığı altında sadece ellerin omuzlara kadar kaldırılmasını ifade eden rivayete yer için onun da bu görüşü tercihe şayan bulduğunu anlamaktayız.

 

İmam Şafiî'nin de aralarında bulunduğu âlimlerin çoğunluğuna göre eller [omuzlara kadar kaldırılır.

 

Not: Ellerin kaldırılması konusunda erkeklerle kadınlar arasında fark bulunduğunu gösteren bir delil vârid olmamıştır. Ancak Hanefiler'e göre erkeklerin ellerini kulaklarına kadar kaldırması gerekirken, kadınlar omuzları hizasına kadar kaldırırlar. Çünkü ellerin omuzlara kadar kaldırılması kadınlar için daha koruyucu ve daha uygun bir yoldur. Her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir.

 

باب: رفع اليدين إذا قام من الركعتين.

86. İlk İki Rekatı Kılıp Teşehhüdden Kalkarken Elleri Kaldırmak

 

حدثنا عياش قال: حدثنا عبد الأعلى قال: حدثنا عبيد الله، عن نافع:

 أن ابن عمر كان إذا دخل في الصلاة، كبر ورفع يديه، وإذا ركع رفع يديه، وإذا قال: (سمع الله لمن حمده). رفع يديه، وإذا قام من الركعتين رفع يديه، ورفع ذلك ابن عمر إلى نبي الله صلى الله عليه وسلم.

رواه حماد بن سلمة، عن أبوب، عن نافع، عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم. ورواه ابن طهمان، عن أيوب وموسى بن عقبة، مختصرا.

 

[-739-] Nâfi' şöyle demiştir: "Abdullah İbn Ömer namaza başlarken tekbir getirir ve ellerini kaldırırdı. Rüku'a giderken, Semi’ allahu limen hamideh deyip doğrulurken ve ilk iki rekatı kılıp kalkarken ellerini kaldırırdı. Abdullah İbn Ömer Resûlullah'ın da böyle hareket ettiğini söylemişti."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhârî şöyle demiştir: "Başta Abdullah İbn Ömer ve Hz. Ali olmak üzere on küsur sahabeden nakledilen ilk iki rekattan kalkarken de eller kaldırılır' şeklindeki rivayetler sahihtir ve daha önceki rivayetlerde geçen rükû ve rükû sonrası tekbirlerde ellerin kaldırılmasına ek bir hüküm (ziyâde) İçermektedir. Aslında bu sahâbîler tek bir namazın değil, pek çok namazın kılmışın! naklet-mişlerdir. Bu rivayetlerin bir kısmı ise bazen diğerlerinde olmayan fazlalıklar ve ek hükümler içermektedir. İlim ehlinin naklettiği rivayette geçen ek bilgi ve bu bilgiye dayalı hüküm ise kabul edilir.

 

İbn Battal şöyle demiştir: "Ellerin kaldırılmasını kabul edenlerin ikinci rekât kılınıp teşehhüdden kalkılırken ellerin kaldırılması hükmünü İçeren ziyadeyi de kabul etmesi gerekir.

 

Hattâbî şöyle demiştir: "İmam Şafiî bu hükmü kabul etmemiştir. Ancak onun bizzat koyduğu kurallar gereğince ziyâde içeren hükmü kabul etmesi gere­kirdi.

 

İbn Huzeyme şöyle demiştir: "İmam Şafiî bu hükmü zikretmiş olmasa da ikinci rekattan kalkarken elleri kaldırmak sünnettir. Zira bu hükmü İçeren rivaye­tin senedi sahihtir. Zaten İmam Şafiî 'bir konuda sünnet varsa sünneti esas alın ve benim görüşümü atın gitsin' demiştir.